Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü işbirliği çerçevesinde yürütülen “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” kapsamında Müzehhibe Fatma Aydın İmam Hatip Ortaokulu hafızlık icazet töreni Başiskele ilçesinde bulunan Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı ve eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Cumhurbaşkanlığı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Üyesi İbrahim Karaosmanoğlu, davetliler, öğretmenler ile öğrenciler katıldı. Törende Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve protokol üyeleri, 19 öğrenciye icazet belgesi verdi.
‘İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ ÇAĞIN GEREĞİ OLAN BİLİMLERİ KULLANMAKTA ZAYIF KALDIK’
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz hafızları tebrik etti. Yılmaz, “Üzülerek ifade ederim ki biz yıllardır Kur’an-ı Kerim’in muhtevasını gençlerimize aktarmakta, içinde yaşadığımız çağın gereği olan bilimleri kullanmakta zayıf kaldık. Dolayısıyla bugün özellikle fen bilimleri ve sosyal bilimleri diye ifade ettiğimiz felsefe, edebiyat, tarih, coğrafya, biyoloji, fizik, kimya, matematik alanlarında derinleşen insanlar Kur’an’ın muhtevasına, bilgisine sahip değildirler. İlahiyat alanında derinleşen tefsir, hadis, fıkıh, akaid kelam alanındaki insanlar da az önce ifade ettiğim bilimler psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi bilimlerde maalesef rüsuh sahibi değiller. Dolayısıyla biz aslında bu projeyle, geleceğin öyle hafızları olsun ki onlar Akif’imizin ifadesiyle ‘Kur’an’dan aldıkları ilhamı, ilhamla asrın idrakine İslam’ı söyletsinler arzusundayız. Onun için de bu yavrularımız için, Türkiye’deki bütün okullarımız için bir kitap seti hazırladık” dedi.
‘BU DİJİTAL TELEFON VAR YA, O İŞTE KİLİTLERDEN BİR TANESİ’
Törende konuşan İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı ve eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ise şunları söyledi:
“Bu ayet ne zaman şöyle önüme düşse gerçekten şöyle durmak lazım: ‘Onlar Kur’an üzerinde düşünmezler mi? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?’ Öyle bir çağda yaşıyoruz ki kalplerin kilitleri çoğalıyor. Kalplerin üzerindeki kilitler çoğaldıkça Kur’an’la aramıza mesafeler giriyor. Kur’an ile aramıza mesafe girince, biz anlamadığımız şeyleri, anlamakta zorlandığımız şeyleri Kur’an’ın aleyhine kullanmaya başlıyoruz. Kilitler çoğalıyor. Bu dijital telefon var ya, o işte kilitlerden bir tanesi. Hem de en tehlikeli kilitlerden bir tanesine dönüştü. Madem zihninizi ve kalbinizi canlı bir Kur’an’a dönüştürdünüz, bu canlı Kur’an’ı o dijitalleşmenin kirlerinden muhafaza ediniz. Oradan muhafaza ettikçe sizin hırsınız daha güçlenir. Hazreti Mevlana der ki ‘Herkes Kur’an’ı, Kur’an’a hizmeti kadar anlar.”
‘FIKIH, TEFSİR, HADİS NE KADAR DİNİ İSE MATEMATİK, ASTRONOMİ TIP VE BENZERİ TABİİ BİLİMLER DEDİĞİMİZ İLİMLER DE DİNİ İLİMLERDİR’
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise yeryüzünde bir insana nasip olabilecek, en güzel ve en ulu payenin hafızlık olduğunu vurgulayarak, “İlim medeniyetimize baktığımız zaman ‘Dini ilimler’, ‘Din dışı ilimler’ diye bir tasnif yok. Hepsi bizim için dini ilim. Yani tefsir, hadis, fıkıh, kelam, ‘Ulum-i İslamiyye’ dediğimiz o ilimler ne kadar dini ise matematik, astronomi, tıp ve benzeri tabii bilimler dediğimiz ilimler de dini ilimdir. Biz öyle düşünüyoruz. O ilimlerde zirve olmuş alimlere baktığımız zaman küçük yaşlarda hafız olduklarını görüyoruz. Örneğin İbn-İ Sina 11 yaşında hafız olmuş. Sonra sadece Ulum-i İslamiyye’de değil tabii ilimlerde de kendisini çok iyi yetiştirmiş. ‘el-Kanun fi’t-Tıp’ isimli, 6 ciltlik kitabını yazmış ve 6 asır Avrupa okullarında, üniversitelerinde ders kitabı olarak okunmuş. Diğer ilimlerde de öyle. Matematikte, kimyada, fizikte, astronomide pek çok alim önce Kur’an-ı öğrenmişler onun üzerine diğer ilimleri elde etmişler. İşte bu proje, Milli Eğitim Bakanlığımızın ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın ortak yürüttüğü, burada örneklerini gördüğümüz yavrularımız, kardeşlerimiz ve diğerleri 11 bin kadar hafızımız demek ki bu okullardan mezun olmuş. İnşallah onlardan geçmiş alimlerimizin yolunu devam ettirmelerini bekliyoruz” dedi.
‘NAFİLE İBADET ETMİŞ KADAR DEĞERLİ BİR ZAMANDIR’
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Farklı ilimler ile meşgul olmak, o alanlarda kitap okumak, makale okumak ‘Ben bu kitapları okuyayım, şu makaleleri okuyayım ve Allah’ın kitabını daha iyi anlayayım’ niyetiyle okunursa, okunan her cümlede harcanan zaman nafile ibadet etmiş kadar değerli bir zamandır. Mesela astronomi konusunda kitap, makale okuyan, eğitim alan bir Müslüman genç, örneğin şu ayeti kerimeyi okumayana göre bu alanda hiçbir çalışması, gayreti olmayana göre daha iyi anlar. Yasin Suresi’ni çoğunuz ezbere bilirsiniz. Cenabı Hak buyuruyor ki, ‘Güneş kendisi için tayin edilmiş belirli bir yörüngeye doğru hareket etmektedir. Bu Allah’ın koyduğu bir ölçüdür.’ Bu ve benzeri onlarca ayet-i kerime var. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak birkaç ay önce ‘Gök ayetleri sempozyumu’ yaptık. Yüz civarında ayet var. Bir meal çalışması yapıyoruz, çeşitli alanlardan hocalarımızdan oluşturduğumuz bir heyet, kendileri çalışıyorlar ama ayetlerin konusuna göre uzmanları ile istişare yaparak, o ayeti en güzel bir şekilde anlamaya çalışıyorlar. Böyle bir meal çalışmasını başlattık; şu an devam ediyor. Beşerin derdine dermandır ancak Kur’an, Kur’ansız canavardan da beterdir insan’ diyor ya Mehmet Akif Ersoy, işte Kur’an’dan mahrum olan, Kur’an’dan uzak olan toplumların canavarlıklarını hep birlikte görüyoruz. Canlı yayınlarda görüyoruz. Nasıl canavarlaşıyorlar. Gazze’deki zalim işgalcilerin canavarlıklarını görünce işte bu beyti hatırlamamak mümkün mü?” diye konuştu. (DHA)