Persona. Toplum baskısı. Scott Pilgrim. Kendini kabullenmek. Tony Hawk. Bollywood. Geleneksel mutfak. Aile değerleri. Hayır sevgili Oyungezerler, felç geçirmiyorum. Serbest çağrışım tekniğiyle bilinçaltıma ulaşmaya da çalışmıyorum. Bunlar Thirsty Suitors’u özetleyen anahtar kelimeler.
Aralarından herhangi bir çift kelimeyi seçip oyun hayal edin dersem çok zorlanmayacağınızı tahmin ediyorum. Mesela Persona mekanikleriyle bir Scott Pilgrim oyununu hayal edebilirsiniz. Tony Hawk’ın çoğu oyunuyla Bollywood birbirlerine uzak kavramlar değiller. Ama hepsini bir araya getirmek cidden muhteşem bir fikir ve büyük bir başarıymış. “Ama nasıl olur? Bu konseptler nasıl bir araya gelir?!” düşüncesiyle saçınızı başınızı yolduğunuzu görüyorum adeta. Hemen açıklayayım:
Jala oldukça heyecanlı bir hanım kızımız. Heyecanlı derken başkalarını pek düşünmeyen, sevdiklerini üzmekten çekinmeyen birisi. İlk okuldan beri ilişki yaşadığı kim varsa herkesi üzmüş ve yıpratmıştır. En son yeni tanıştığı birisiyle büyüdüğü kasabayı ve ailesini terk edip kaçmış, iki yıl kimseyle konuşmamıştır. Birlikte kaçtığı sevgilisinden ayrılığından sonraysa özür dilemek, hatalarını telafi etmek ve geçmişiyle yüzleşmek üzere büyüdüğü kasabaya geri dönmeye karar verir.
Emotional damage!
Oyun tam olarak bu dönüş yolculuğu esnasında, Jala iç sesiyle atışırken başlıyor. Bu atışma esnasında boş durmuyoruz tabii. Kaykay kontrollerini öğrenirken bir yandan da iç sesimize cevap yetiştirmeye çalışıyoruz.
İç sesinin laflarını yedikten sonra da rahat yok Jala’ya. Kasabaya ayağını basar basmaz üçüncü sınıftan beri kendisine aşık eski sevgilisiyle karşılaşıyor. Bu noktada Persona etkisini çok net görüyoruz: Aralarındaki diyalog sıra tabanlı bir dövüş sistemiyle ilerliyor. Rakibimizi sözlerimizle incitmeye, zayıf noktalarından vurmaya çalışıyoruz.
Şimdi oyunu en çok sevilen J-RYO’lardan birisiyle karşılaştırdım diye süper derin bir dövüş sistemi beklemeyin. Uygulamanız gereken strateji oldukça basit. Rakibimize sataşıp belirli bir duygusal duruma sokuyoruz, sonra duruma uygun olan bir özel saldırı kullanıp mümkün olduğu kadar çok hasar vermeye çalışıyoruz. Sataşmak ve özel saldırıları kullanmak mana yerine geçen irade gücünü azaltıyor. İradeyi kazanmak içinse düz saldırı ya da bir eşya kullanmanız lazım.
Dövüşler stratejik açıdan sığ olsalar da kolay olduklarından can sıkmıyorlar ve sayıları oldukça az. 14 saatlik oyun süresi boyunca bir kere bile yenilmemiş olmama rağmen, 50 dövüş kazanma başarımını alamadım mesela. Ayrıca iki tarafın birbirine attıkları laflar, eğlenceli görseller derken izlemesi epey keyifli oluyor.
Oyunu bitirmeme yakın dövüşlerin zorluk seviyesini arttırma opsiyonu geldi ama ben o ana kadar epey güçlendiğim için pek bir fark göremedim açıkçası. Yeni başlayacaklar gönül rahatlığıyla bu seçeneği kökleyebilir diye düşünüyorum. Zaten çok zor gelirse bu ayarı her zaman değiştirebilirsiniz.
Yemekteyiz
Dövüşlerde zorlandığınız taktirde ayarlarla oynamak yerine bol bol yemek yiyebilirsiniz. Çünkü klasik iyileştirme iksiri, mana iksiri gibi eşyaların yerlerini yemekler tutuyor. Yemeklerin bazılarını şehir içindeki dükkândan satın alabiliyorsunuz fakat en etkililerini evde pişirmeniz lazım.
Yemekleri annenin ya da babanın yönlendirmesiyle pişirmeye çalışırken her adımda karşımıza QTE mini oyunları çıkıyor. Sevgili ebeveynlerimiz de beceremediğimiz taktirde yargı dağıtmak üzere karşımızda bekliyor. Burada can gitme ya da kaybetme gibi bir durum söz konusu değil neyse ki. Sadece laf yediğimizle kalıyoruz. Bir de ortaya çıkan yemek o kadar etkili olmayabiliyor. Yemek pişirme mini oyunları tekrar etse de aynı dövüşlerde olduğu gibi, aralardaki diyaloglar sayesinde hiç sıkmıyorlar.
Anne terliği saldırısı!
Jenerasyonlar arası iletişim aracı olmanın yanı sıra, yemeklerin önemli bir fonksiyonu daha var: Kültürü tanıtma. Jala’nın Sri Lanka’lı bir baba ve Hintli bir annenin kızı olduğunu en çok bu sekanslarda görüyoruz. Yemeğin Güney Asya’daki toplumlardaki önemini yoğun bir şekilde hissettim oynarken. Ayrıca aile yapısını, toplumun beklentilerini, geleneksel rolleri şahane bir şekilde aktarmayı başarıyor Thirsty Suitors.
Bütün bunların arasında beni en çok şaşırtan şey ise Hint ve Türk kültürlerinin birbirlerine bu kadar fazla benzemesi. Abartı düğünlerden çocuklara eş arayan teyzelere, görücü usulü evliliklerden anne terliğine, toplumsal baskılardan aşırı korumacı ebeveynlere kadar her şey onlarda da varmış meğerse. Üstelik kültürü anlatırken çok negatife kaçmıyor, oyuncuyu milliyetçi duygulara boğmuyor ya da batıyı kötülemiyor. Türkiye’de milliyetçi duygulara kapılarak oyun geliştirmeye çalışan gençlerin ders alabileceği bir çalışma olmuş bu anlamda.
Jala Jayaratne’s Pro Skater
Şimdiye kadar kaykay olayını geçiştirdim ama sanırım gerçeklerden sonsuza kadar kaçamam. Hayatın acılarıyla yüzleşmemin vakti geldi… Hazırsanız yara bandını bir hamlede CAART diye çekeceğim. Thistsy Suitors’un kaykay bölümleri olmamış!
Açıkçası neden böyle bölümler var diye düşündüm durdum oyun boyunca. Hani tematik olarak uyuyor, hikâyeye oturuyor falan ama mekaniksel olarak çok sonradan ekleme duruyor. J-RYO oynarken bir anda kendimi THPS’e benzer kaykay mücadelelerini yapmaya çalışırken bulduğumda tuhaf hissetmiştim. Bu mekanikler THPS kadar derin değiller. Dengeyle uğraşmıyoruz mesela. Özellikle sonlara doğru açılan birkaç tanesi haricinde aşırı zor bir şey de yok. Biraz zaman kaybı gibi hissettiriyor daha çok. Neyse ki bu mücadelelerin hemen hemen hepsi opsiyonel. Mecburi olanlarını da ulaşılabilirlik ayarlarından otomatik geçebiliyorsunuz.
Ulaşılabilirlik ayarları demişken bu konuda geliştirici arkadaşları övmeden geçmeyeyim. Yukarıda bahsettiğim zorluk ayarının yanı sıra QTE’leri de tek tek ayarlayabiliyorsunuz. Ya farklı bir aksiyona atayabiliyorsunuz ya da tamamen otomatiğe atayabiliyorsunuz. Şahsen B tuşuna seri basma işi biraz canımı sıktı. Seri basmak yerine tutmaya ayarladım ve çok rahat ettim. Oynarken rahatsız olduğunuz bir mekanik olursa bu ayarlara bir göz atın, kapatma ya da modifiye etme şansınız olabilir.
Gerek hikâyesi gerekse görsel tarzı ve müzikleriyle ilk sahneden beni içine çeken bir oyun olmuş Thirsty Suitors. Mekaniksel açıdan biraz tekdüze olsa da diyalogları ve karakterleriyle sonuna kadar eğlendirmeyi başarıyor. Benim için 2023’ün en renkli oyunlarından birisi olmayı başardı. J-RYO sevin ya da sevmeyin kesinlikle denemenizi öneriyorum.
(Anne terliği saldırısı var ya bir kere! Başka hangi oyunda anne terliği saldırısı gördünüz?!)